enfal
8.Sure (ENFAL SURESİ) | Bismillāhirrahmānirrahīm | بسم الله الرحمن الرحيم | |||||||||
|
|||||||||||
Enfal Suresi, (Arapça : سورة الأنفال Enfal) Kur'an-ı Kerim'in sekizinci suresi. Medine döneminde hicretin ikinci yılında Bedir Savaşı'ndan sonra inmiştir. 75 ayettir. Sure, adını ilk ayetteki el-Enfal kelimesinden almıştır. Enfal savaş ganimeti demektir. Surede genellikle savaş (özellikle Bedir Savaşı) sonrası elde edilen ganimetler, bunların kimlere ve nasıl pay edileceği konu edilmektedir. Nüzul Zamanı: (İniş, İnmek, Aşağı inmek. Sure ve ayetlerin inmesi.) Bedir savaşına katılanların, ganimet malının kime ait olacağı hakkında ihtilaf etmeleri üzerine hicretin 2. yılında nazil olmuştur. Tarihsel arka-plan: Resulüm, sana enfâlden, ganimetlerden soruyorlar Enfâli soruyorlar buyurulmayıp "enfâlden soruyorlar" buyurulması gösterir ki, asıl enfâli soruyorlar veya ganimeti istiyorlar demek olmayıp, enfâlin durumunu, onunla ilgili hükmünü soruyorlar demek olduğuna işarettir ve, bu cihet zaten verilen cevap ile açıklık kazanacaktır. Sonra bunun A'raf sûresinin son âyetlerine ilgisi bakımından da kulluğa yönelik, yani hakkiyle kulluk edebilme arzusundan doğan bir soru olduğundan da gaflet edilmemek gerekir. Cevap olarak: De ki; enfâl, Allah ve Resulünündür. Yani enfâl hakkında hüküm vermek Allah'a ve Resul'e mahsustur. Bunda kimsenin oyu ve onayı yoktur. Allah nasıl emrederse Resul de onu öylece tebliğ ve icra eder. Şu halde Allah'a karşı gelmekten sakınınız, Allah'a ittika ediniz ve gazabına sebep olacak hâllerden sakınıp korununuz. Ve aranızdaki açıklığı gideriniz, düzeltiniz. İhtilaf ve anlaşmazlıkları gerektiren hâllerinizi düzeltiniz ve bunu yapabilmek için Allah'a ve Resulü'ne itaat ediniz eğer müminler iseniz, böyle yaparsınız. Zira müminler, ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman yani sırf Allah'ın ism-i celâli söylendiği, sıfatlarından hiç bahsolunmaksızın ve fiillerinden, kudretinden hiçbiri gösterilmeksizin yalnızca "Allah" denildiği zaman yürekleri oynar, kalblerini rahmet ümidi ve sevgi heyecanı kaplar, muhabbetle karışık bir korku sarar, Allah'ın azamet ve ihtişamından kaynaklanan bir ürperti kaplar. Ve üzerlerine O'nun âyetleri okunduğu, tilâvet edildiği vakit imanlarını arttırır. Bilgi ve ibadet sebepleri ve delilleri arttıkça iman da taklitten çıkıp tahkik özelliği kazanmaya başlar, tahkik gelişir, yakîn ve itminanları ziyadeleşir. Ve ancak Rab'lerine tevekkül ve itimat eylerler. Başkasına değil, yalnızca Allah'a güvenir ve O'na teslimiyet gösterirler ve işlerinde başarıyı ondan beklerler. Geniş bilgi için tıklayın. |
|||||||||||
Türkçe Meali için Burayı . / Orijinali için burayı sh/1 - 2 tıklayınız. | Okuyan Ahmad Al Ajmy( TvQuran.com) | ||||||||||
Bugün 227 ziyaretçi (328 klik) ile buradaydı.©