hicr
15.Sure (HİCR SURESİ) | Bismillāhirrahmānirrahīm | بسم الله الرحمن الرحيم | ||||||||||
|
||||||||||||
Hicr Suresi, (Arapça : سورة الحجر Hicr) Kur'an-ı Kerim'in onbeşinci suresi. Mekke döneminde inmiştir. 99 ayettir. Sure, adını 80. ayette geçen “Hicr” kelimesinden almıştır. Hicr, Medine’nin kuzeyinde vaktiyle Semud Kavmi'nin yaşadığı bir yerin adıdır. Surede başlıca Allah’ın birliği, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konuları; peygamberlerin, çeşitli zamanlarda azgınlara ve inkarcılara karşı verdikleri mücadeleler çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu surede ayrıca ilahi kitapların kendisiyle kemale erdiği Kur’an’ın her türlü tahriften korunacağı hükmü de yer almaktadır. Nüzul Zamanı: (İniş, İnmek, Aşağı inmek. Sure ve ayetlerin inmesi.) Surenin değindiği konulardan ve üslubundan, İbrahim suresi ile aynı dönemde nazil olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü arkaplanında belirgin iki öğe vardır. Birincisi, surede arka arkaya tekrarlanan uyarılardan, Peygamberin (s.a) yıllardan beri tebliğ etmesine rağmen, kavminin kabule yanaşmadığı açığa çıkmaktadır. Hatta onlar, küfürde, düşmanlıkta ve yeni dinle alay etmede zaman geçtikçe daha da ileri gidip inatlaşmışlardır. İkincisi, o zaman peygamber artık kendisini küfrü ortadan kaldırmak için sarfettiği çabalardan ve kavminin düşmanlıklarından yorgun ve bezgin hissetmeye başlamıştır. Bu nedenle Allah ona tekrar tekrar cesaret vererek teselli edip, rahatlatmaktadır Tarihsel arka planı: Sure içinde ilgi çekici bir kısım olarak;Dediler ki:Ey kendisine Zikir (Kur'an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin.Eğer doğru söyleyenlerden isen bize melekleri getirsene. (Ayet 6-7). Bu çağrıya hemen cevap verilmez.İlk önce insanın kainatta olup biten olaylara bakıp ibret alıp öyle iman etmesi istenir.Hala meleklerin kendilerine gelmesini ve gözleriyle onları görmeleri gerektiğinde ısrarcı iseler onlara cevap 51.Ayette verilir:Onlara İbrahim'in misafirlerinden bahset. İbrahim'in misafirleri meleklerdi.İşte insanların gözüne görünmüşlerdi.Ama azap için.(Lut Kavmi'ni imha etmek için gelmişlerdi.) Ebu Musa el-Eş'arî'nin rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuştur ki: "Kıyamet gününde cehennemlikler cehehnemde toplandıkları ve kıble ehlinden (müslümanlardan) Allah'ın dilediği bir kısmı da beraberlerinde bulunduğu vakit kâfirler, bunlara: "Siz müslüman değil miydiniz?" diyecekler. Onlar: "evet!" diyecekler. "O halde gördünüz ya İslâm'ınızın hiç faydası yokmuş, işte siz de bizimle beraber ateşte yanıyorsunuz." diye onları kınayacaklardır. Onlar: Hayır öyle değil; bizim bir takım günahlarımız vardı. Yüce Allah, onunla bizi sorumlu tuttu." cevabını verecekler. Bunun üzerine Yüce Allah o kâfirlere kızacak ve rahmeti ve ihsanı ile kıble ehlinden olanların kurtuluşlarını emredecek de onlar cehehnemden çıkacaklar. Ve işte o vakit kâfirler: "Ah keşke biz de müslüman olsaydık diyecekler..." İbnü Abbas (r.a)dan da Mücahid şunu rivayet etmiştir ki: "Yüce Allah, müslümanları yavaş yavaş rahmet ve şefaatine mazhar edecek ve sonunda 'Müslüman olan cennete girsin'' buyuracak ve işte o zaman kâfirler müslüman olmalarını temenni edeceklerdir..." Bununla birlikte gerçek şudur ki bu rivayetler, şiddetli arzu zamanlarına yorumlanır. Yoksa ahirette kâfirlerin bu temenni ve pişmanlığı her an ve sonsuza kadar devam edecektir. Devamı için tıklayınız. |
||||||||||||
Türkçe Meali için Burayı . / Orijinali için burayı Sh/1 tıklayınız. | Okuyan Ahmad Al-Ajmy(TvQuran.com) | |||||||||||
Bugün 99 ziyaretçi (134 klik) ile buradaydı.©