rad
13.Sure (RAD SURESİ) | Bismillāhirrahmānirrahīm | بسم الله الرحمن الرحيم | ||||||||||
|
||||||||||||
Rad Suresi, (Arapça : سورة الرعد Rad) Kur'an-ı Kerim'in onüçüncü suresi. “Ra’d” gök gürültüsü demektir. Surede başlıca Allah (C.C)’ın birliği, peygamberlik, öldükten sonra dirilmek ve hesap ile müşriklerin İslam hakkında ortaya attıkları şüpheler konu edilmektedir. Ra'd Sûresi, 43 (kırküç) âyet olup Mekke'de mi, Medine'de mi indiği hakkında ihtilaf vardır. Sûrenin muhtevası göz önüne alınırsa Mekke'de indiğini söyleyenlerin görüşü biraz daha ağırlık kazanır. Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasına gelen "er-Ra'd" kelimesi zikredildiği için sûreye bu ad verilmiştir. Nüzul Zamanı: (İniş, İnmek, Aşağı inmek. Sure ve ayetlerin inmesi.) Surenin mihverini; Peygamber'in getirdiği mesajın hak olduğu, ancak insanların çoğunun bunu kabule yanaşmadıkları gerçeği oluşturmaktadır. Sure, yaşamış oldukları dünya ve onun yer aldığı kâinattaki harikulade ve insan aklına durgunluk verecek derecede muhteşem olaylara gözlerini kapayıp, her şeyin rabbı ve yöneticisi olan Allah Teâlâ'nın varlığını göremeyen insanlara, O'nun hâkimiyetinin gerçekliğini, Peygamberin getirdiği tebliğin uyulması gereken biricik yol olduğunu kavratabilmek için gökten, yerden, güneşten, aydan, yıldırımdan, gök gürültüsünden, şimşekten, yağmurdan, yeşermekten, hayattan ve bunların mucizevî bir şekil ve tarz çerçevesinde oluşumlarından örnekler verilmektedir. Kâinattaki her şey Allah'ın varlığına delalet etmektedir. O'nun Resulunun getirdiği Kitap ise, eşi ve benzeri olmayan, içindekilerin beşer sözü olmadığı her yönüyle gözler önünde durmakta bulunan bir kitaptır. Kâfirler ona uymaktan kaçınmakla ve inkâr etmekle, kendilerinden başkalarına zarar vermiş olmayacaklardır. Dolayısıyla iman etmeleri sadece kendi menfaatlerinedir. Sure, bu konuda ihtar ve uyarılarda bulunmakta, bunu yaparken de zihinleri tatmin etmekle yetinmeyip, onların iman etmelerini sağlayabilmek için kalplere hitab etmektedir. Tarihsel arka planı: İlk ayet, mukattaa harfleri ile başlamakta, Kur'an-ı Kerim'in, "Hak" yani Allah Teâlâ tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan bir kitap olduğunu bildirmekte ve insanların çoğunluğunun bu gerçeği idrak etmekten uzak olup, inkarcılardan oldukları gözler önüne serilmektedir. Elif, Lâm, Mim, Râ. Bunlar kitabın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen haktır. Ancak insanların çoğu inanmazlar" (1). Peşinden gelen ayet, Allah Teâlâ'nın büyüklüğünü, güç ve kudretinin sonsuzluğunu ortaya koyan evrenin yapısı ve intizamını zikrederek, ahiret hayatının hem mümkün hem de zaruri olduğu gerçeğini şüphe ve inkâr içinde olan kalplere nakşetmek istemektedir: Gökleri, gördüğünüz bir direk olmadan yükselten, sonra arşa hakim olan, belli bir zamana kadar hareket eden güneşi ve ay'ı hizmetinize amade kılan Allahtır. Göklerde ve yerde ne varsa hepsini o idare eder. Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı kesinlikle bilmeniz için Allah, ayetleri açıklıyor" (2). Allah Teâlâ, yeryüzünü ne şekilde döşemiş olduğunu ve onun üzerinde yaşayanlar için halketmiş bulunduğu çeşit çeşit nimetleri zikrettikten sonra; Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir kavim için nice ibretler vardır" (4) buyurup, aklını kullanarak yaşadığı çevreyi ve başını kaldırdığı zaman müşahade ettiği semayı değerlendirebilen kimsenin ibretler alarak iman etmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Geniş bilgi için tıklayın |
||||||||||||
Türkçe Meali için Burayı . / Orijinali için burayı Sh/1 tıklayınız. | Okuyan Saud Al-Shuraim(TvQuran.com) | |||||||||||
DİKKAT Bu surenin 15. Ayeti SECDE Ayetidir... DİKKAT... | ||||||||||||
Resulullah (S.A.V) Buyuruyor'ki : Ademoğlu secde Ayeti okur ve Secde ederse şeytan ağlayarak ayrılır ve :" Yazık bana insanoğlu secdeye emredildi ve secde etti, mukabilinde ona CENNET var, bende secde ile emrolundum ama ben itiraz ettim bana ateş var" der. | ||||||||||||
Bugün 188 ziyaretçi (273 klik) ile buradaydı.©