DÜNYA SİYASETİNE YÖN VERMEK VE KAİNATA HAKİM OLMAK İSTEYENLER..
İncil-Esinleme(Revelation) Bölüm 8 Yedinci mühür ve altın buhurdan
1.)Kuzu,yedinci mührü açınca;gökte yarım saat kadar bir sessizlik oldu.
2.)Tanrı'nın önünde duran yedi meleği gördüm.Onlara yedi borazan verildi.
3.)Altın bir buhurdan taşıyan, başka bir melek gelip, sunağın önünde durdu.Tahtın önündeki altın sunakta;tüm kutsalların dualarıyla birlikte sunmak üzere,kendisine çok miktarda buhur verildi.
4.)Kutsalların dualarıyla,buhurun dumanı:Tanrı'nın önünde,meleğin elinden yükseldi.
5.)Melek,buhurdanı aldı;sunağın ateşiyle doldurup yeryüzüne attı.O zaman,gök gürlemeleri ve uğultular işitildi,şimşekler çaktı ve yer sarsıldı.
Yedi borazan
6.) Yedi melek,ellerindeki yedi borazanı çalmaya hazırlandı.
7.) Birinci melek,borazanını çaldı. Kanla karışık dolu,ve ateş oluştu ve yeryüzüne yağdı. Yerin üçte biri, ağaçların üçte biri ve bütün yeşil otlar yandı.
8.) İkinci melek borazanını çaldı. Alev alev yanan,dağ gibi büyük bir kütle denize atıldı.Denizin üçte biri kana dönüştü.
9.) Denizdeki canlı yaratıkların üçte biri öldü ve gemilerin üçte biri yok oldu.
10.) Üçüncü melek borazanını çaldı. Gökten, meşale gibi yanan büyük bir yıldız, ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü.
11.) Bu yıldızın adı ''Pelin''dir. Suların üçte biri pelin gibi acılaştı.Acılaşan sulardan içen birçok insan öldü.
12.) Dördüncü melek borazanını çaldı. Güneşin üçte biri, ayın üçte biri ve yıldızların üçte biri vuruldu. Sonuç olarak ışıklarının üçte biri söndü gündüzün de gecenin de üçte biri ışıksız kaldı.
13.) Sonra baktım göğün ortasında uçan bir kartalın yüksek sesle şöyle dediğini işittim ''Borazanlarını çalacak olan,diğer üç meleğin borazan seslerinden, yeryüzünde yaşayanların vay,vay,vay haline!''
Bölüm 9
1.) Beşinci melek borazanını çaldı.Gökten yere düşmüş bir yıldız gördüm. Dipsiz derinliklere inen kuyunun anahtarı ona verildi.
2.) Dipsiz derinliklerin kuyusunu açınca, kuyudan büyük bir ocağın dumanı gibi bir duman çıktı. Kuyunun dumanından,güneş ve hava karardı.
3.) Dumanın içinden,yeryüzüne çekirgeler yağdı. Bunlara yeryüzünün akreplerindeki güce benzer bir güç verilmişti.
4.) Çekirgelere, yeryüzündeki otlara, herhangi bir bitki ya da ağaca değil de yalnız alınlarında Tanrı'nın mührü bulunmayan insanlara ıstırap vermeleri buyruldu.
5.) Bu insanları öldürmelerine değil beş ay süreyle işkence etmelerine izin verildi.Yaptıkları işkence, bir akrebin insanı soktuğu zaman verdiği acıya benziyordu.
6.) O günlerde insanlar,ölümü arayacak ama bulamayacaklar. Ölümü özleyecekler, ama ölüm onlardan hep kaçacak.
7.) Çekirgelerin görünüşü, savaşa hazırlanmış atlara benziyordu. Başlarında altın taçlara benzer başlıklar vardı.Yüzleri ise, insan yüzleri gibiydi.
8.) Saçları kadın saçına, dişleri aslan dişine benziyordu.
9.) Demirden yapılmış zırhlara benzeyen göğüs zırhları vardı. Kanatlarının sesi, savaşa koşan çok sayıda atlı arabanın sesine benziyordu. (Burada Savaş uçakları tasvir ediliyor..)
10.)Akreplerinkine benzer kuyrukları ve iğneleri vardı. Kuyruklarında, insanlara beş ay ıstırap verecek bir güce sahiptiler.
11.)Başlarında kral olarak, dipsiz derinliklerin meleği vardı. Bu meleğin İbranice adı Abadon, Grekçe adı ise Apolyon'dur.
12.) Birinci `vay' geçti, işte bundan sonra iki `vay' daha geliyor.
13.) Altıncı melek borazanını çaldı. Tanrı'nın önündeki altın sunağın dört boynuzundan bir ses işittim.
14.) Ses, elinde borazan olan altıncı meleğe, ''Büyük Fırat nehrinin yanında bağlı duran,dört meleği çöz'' dedi.
15.) Tam o saat, o gün, o ay ve o yıl için hazır tutulan dört melek, insanların üçte birini öldürmek üzere çözüldü.
16.) Bunların atlı ordularının sayısı iki yüz milyondu sayılarını duydum.
17.) Görümümde atları ve atlara binmiş olanları gördüm. Atlılar, ateş, gök yakut ve kükürt renginde göğüs zırhları kuşanmıştı. Atların başları aslan başına benziyordu. Ağızlarından ateş, duman ve kükürt fışkırıyordu.(Bu bölümTankları anlatıyor..)
18.) İnsanların üçte biri, bunların ağzından fışkıran ateş, duman ve kükürtten, bu üç beladan öldü.
19.) Atların gücü ağızlarında ve kuyruklarındadır. Yılana benzeyen kuyruklarının başları vardır ve bunlarla ıstırap verirler.(Yılana benzeyen kuyruk : Tankın namlusu ve çıkan ateşi anlatıyor.)
20.) Geriye kalan insanlar, yani bu belalardan ölmemiş olanlar; kendi elleriyle yaptıkları putlardan dönüp tövbe etmediler. Cinlere ve göremeyen, işitemeyen ve yürüyemeyen altın, gümüş, tunç, taş ve tahta putlara tapmaktan vazgeçmediler.
21.) Adam öldürmekten, büyü yapmaktan, cinsel ahlaksızlık ve hırsızlıklarından da tövbe etmediler.
Bölüm 12 - Kadın ve ejderha
1.) Gökte olağanüstü bir belirti,güneşe sarınmış bir kadın göründü. Ay ayaklarının altındaydı ve başında on iki yıldızdan oluşmuş bir taç vardı.(Ay İslamın simgesidir.)
2.) Kadın gebeydi, doğum sancıları içinde kıvranıyor feryat ediyordu.(Kadın gebeydi : Abd'nin doğuşu)
3.) Sonra gökte başka bir belirti göründü yedi başlı, on boynuzlu ve yedi başında yedi taç olan, kızıl renkli büyük bir ejderhaydı bu. (Ejderha: Naziler..)
4.) Kuyruğuyla,gökteki yıldızların üçte birini sürükleyip yeryüzüne attı. Sonra,doğum yapmak üzere olan kadının önünde durdu. Kadın doğurduğu an ejderha çocuğu yutacaktı.
(Doğum yapmak üzere olan kadın :Abd, doğacak olan : İsrail..)
5.) Kadın bir oğul, bütün ulusları demir çomakla güdecek bir erkek çocuk doğurdu. Çocuk hemen alınıp, Tanrı'ya Tanrı'nın tahtına götürüldü. (Bu ayet çok çarpıcı .. Kadın, Abd , Oğul, İsrail, Tanrı'nın tahtı: Kudüs!..)
6.) Kadın ise çöle kaçtı. Orada, bin iki yüz altmış gün beslenmesi için Tanrı tarafından hazırlanmış bir yeri vardı.
(Şimdi bu yorumu aklımızda tutalım :Kadının kaçtığı çöl : Filistin toprakları,
1260 gün, 3.5 yıl eder, (Bu 3.5 yıl aslında 7 yıl olarak inaınılmaktadır, fakat ikiye bölünmüştür. 1. ve 2. diye ifade ediliyor.) 1945+3 = 1948 (İsrail devletinin ilanı..)
7-8.) Gökte savaş oldu. Mikail ve melekleri,ejderhaya karşı savaştılar.Ejderha kendi melekleriyle birlikte karşı koydu, ama gücü yetmedi.Bu yüzden gökteki yerlerini yitirdiler.
9.) Büyük ejderha İblis ya da Şeytan diye adlandırılan ve tüm dünyayı saptıran o eski yılan, melekleriyle birlikte yeryüzüne atıldı.
10.) Bundan sonra, gökte yüksek bir sesin şöyle dediğini duydum:
''Tanrımızın kurtarışı, gücü,egemenliği ve Mesihinin yetkisi şimdi gerçekleşti.
Çünkü kardeşlerimizin suçlayıcısı, onları Tanrımızın önünde gece gündüz suçlayan, aşağı atıldı.
11.) Kardeşlerimiz, Kuzu'nun kanıyla ve ettikleri tanıklığın bildirisiyle, onu yendiler.Ölümü göze alacak kadar can sevgisinden vazgeçmişlerdi.
12.) Bunun için, ey gökler ve göklerde yaşayanlar; sevinin! Yer ve deniz, vay halinize! Çünkü İblis, zamanının az olduğunu bilerek büyük bir öfkeyle üzerinize indi.''
13.) Ejderha, yeryüzüne atıldığını görünce, erkek çocuğu doğuran kadını kovalamaya başladı.
14.) Kadına, yılanın önünden çöle,üç buçuk yıl besleneceği yere uçup kaçabilmesi için büyük bir kartalın iki kanadı verildi. 3,5 yıl vurgusu, burda da yapılmış.
15.) Yılan, kadını selle süpürüp götürmek için ağzından, kadının ardından ırmak gibi su akıttı.
16.) Ama yeryüzü, ağzını açıp ejderhanın ağzından akıttığı ırmağı yutarak kadına yardım etti.
17.) Bunun üzerine ejderha, kadına öfkelendi. Kadının soyundan geriye kalan ve Tanrı'nın buyruklarını yerine getirip İsa'ya olan tanıklıklarını sürdürenlerle savaşmaya gitti.
Bölüm 13 Denizden çıkan canavar.
1.) Denizin kıyısında dikilip durdu. Sonra,on boynuzlu,yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı ve başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı.
2.) Gördüğüm canavar, parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı ise aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara, kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi. (Burada Ejderha (Naziler) Canavar (ABD) 2. Dünya savaşı sonucu ABD nin yetkiyi almasına işaret.)
3.) Canavarın başlarından biri, ölümcül bir yara almışa benziyordu. Ne var ki bu ölümcül yara iyileşmişti. Bütün dünya şaşkınlık içinde canavarın peşinden gitti.
4.) İnsanlar, canavara yetki veren ejderhaya taptılar.''Canavar gibisi var mı? Onunla kim savaşabilir'' diyerek canavara da taptılar.
5.) Canavara kurumlu sözler söyleyen ve küfürler savuran bir ağız ve kırk iki ay süreyle kullanabileceği bir yetki verildi.
6.) Tanrı'ya sövmek, O'nun adına ve konutuna yani gökte yaşayanlara sövmek için ağzını açtı.
7.) Kutsallara karşı savaş açıp, onları yenmesine izin verildi. canavar her oymak, her halk, her dil ve her ulus üzerinde yetkili kılındı.
8.)Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalıdan beri boğazlanmış, Kuzu'nun yaşam kitabında adı yazılmamış olan her insan ona tapacak.
9.) Kulağı olan işitsin!
10.)Tutsaklığa gidecek olan, tutsaklığa gidecek. Kılıçla öldürülecek olan,
kılıçla öldürülecek. Bu durum,kutsalların sabrını ve imanını gerektirir.
Yerden çıkan canavar
11.) Bundan sonra başka bir canavar gördüm. Yerden çıkan bu canavarın,kuzu gibi iki boynuzu vardı ama ejderha gibi ses çıkarıyordu.
12.) Birinci canavarın bütün yetkisini onun adına kullanıyor, yeryüzünü ve orada yaşayanları ölümcül yarası iyileşmiş olan, birinci canavara tapmaya zorluyordu. (İkinci canavar: Sovyetler Birliği..)
13.) İnsanların gözü önünde, gökten yeryüzüne ateş yağdıracak kadar büyük mucizeler yapıyordu. (Ateş yağdıracak kadar büyük mucizeler: Napalm ve Atom bombaları..)
14.) Birinci canavarın adına yapmasına izin verilen mucizeler sayesinde, yeryüzünde yaşayanları saptırdı.Onlara,kılıçla yaralanmış,ama sağ kalmış olan canavarın onuruna bir put yapmalarını buyurdu.
15.) Kendisine canavarın putuna yaşam soluğu vererek onu konuşturmak ve ona tapmayanların hepsini öldürtmek üzere güç verildi.
16.) Küçük büyük, zengin yoksul, özgür köle, herkesin sağ eli ya da alnı üzerine bir işaret vurduruyordu.
17.) Öyle ki bu işareti,yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı, taşıyanların dışında hiç kimse ne bir şey satın alabiliyor,ne de satabiliyordu.
18.) Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı, bir insanı simgeler. Onun sayısı, altı yüz altmış altıdır.
Bölüm 16 Tanrı'nın öfkesi ve yedi taş
1.) Bundan sonra, tapınaktan yükselen gür bir sesin yedi meleğe ''Gidin Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi tası yeryüzüne boşaltın!'' dediğini işittim.
2.) Birinci melek gidip, tasını yeryüzüne boşalttı. Canavarın işaretini taşıyıp onun benzeyişindeki puta tapanların üzerinde, iğrenç ve ıstırap verici yaralar oluştu.
3.) İkinci melek tasını denize boşalttı. Deniz, ölü kanına benzer bir kana dönüştü ve içindeki bütün canlılar öldü.
4.) Üçüncü melek, tasını ırmaklara ve su pınarlarına boşalttı bunlar da kana dönüştü. (Felaket zamanı..)
5.) Sulardan sorumlu meleğin, şöyle dediğini işittim: ''Var olan ve var olmuş olan kutsal Tanrı! Bu yargılarında adilsin.
6.) Kutsalların ve peygamberlerin kanını döktükleri için, içecek olarak,sen de onlara kan verdin. Bunu hak ettiler.''
7.) Sunaktan gelen bir sesin,''Evet,gücü her şeye yeten Rab Tanrı, yargıların doğru ve adildir.'' dediğini işittim.
8.) Dördüncü melek, tasını güneşin üzerine boşalttı.Bununla güneşe,insanları ateşle yakıp kavurma gücü verildi. (Küresel ısınma.)
9.) İnsanlar korkunç bir ısıyla kavruldular.Tövbe edip bu belalara egemen olan Tanrı'yı yücelteceklerine, O'nun adına sövdüler.
10.) Beşinci melek, tasını canavarın tahtı üzerine boşalttı. Canavarın egemenliği, karanlığa gömüldü. İnsanlar,ıstıraptan dillerini ısırdılar.
11.) Istırap ve yaralarından ötürü, gökteki Tanrı'ya sövdüler.Yaptıklarından da tövbe etmediler.
12.) Altıncı melek, tasını büyük Fırat nehri üzerine boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu.
13.) Bundan sonra ejderhanın ağzından canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından, kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm.
14.) Bunlar,mucizeler yapan cinlerin ruhlarıdır. Gücü her şeye yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar.
15.) ''İşte hırsız gibi geliyorum! Çıplak dolaşmamak ve utanç içinde kalmamak için uyanık durup, giysilerini üstünde bulundurana ne mutlu!''
16.) Üç kötü ruh kralları, İbranicede Armagedon denilen yerde topladılar.
İbranice'de, Megiddo dağına ''harmegiddo'' denir."Armagedon" bu ismin,yunanca okunuşuna göre yazılmış halidir. Baştaki "h"leri söylememe yunanca okunuşun bir özelliğidir. Şimdi 1918 de Osmanlı devletinin Megiddo denilen bu yerdeki kaybettiği savaşa dönelim ve bağlantı kurmaya çalışalım. (İsrail'in,Megiddo şehrinin; doğudaki Batı Şeria topraklarına göre konumuna dikkat edin.. Bu pervazsızlar isteseler daha ileri gidemezlermi.? Yani batı şerianın daha içlerini işgal edemezlermiydi.? ederlerdi ama etmiyorlar tıpkı Kudüs te olduğu gibi... Peki neden böyle yapıyorlar dersiniz.? Gayet basit çünkü Ayetlere göre hareket ediyorlar. Gerekli karmaşa ve şavaş ortamının oluşmasını bekliyorlar. Sadece günümüzdeki israilin konumu ve haritası bu Ayetlere ne kadar riayet ettiklerinin delili olmaya yeter.
-3.İntifada başladığında,
-İran'a girildiğinde,
-Mescid-i Aksa yıkıldığında,
-Süleyman'ın tapınağı: 3.Mabedi inşaya başladıklarında
-3.Dünya Savaşı'nı çıkarttıklarında, tüm dünya uyanacak ama o zaman..çok geç olacak..
17.) Yedinci melek, tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses ''Tamam!'' dedi.
18.) O anda, şimşekler çaktı uğultular ve gök gürlemeleri işitildi. Öylesine büyük bir deprem oldu ki insan yeryüzünde oldu olalı, bu kadar büyük bir deprem olmamıştı.
19.) Büyük kent, üçe bölündü. Uluslara ait kentler de yerle bir oldu. Büyük Babil, Tanrı'nın önünde anıldı ve Tanrı'nın ateşli gazabının şarabını içeren kâse kendisine verildi.
20.) Bütün adalar ortadan kalktı dağlar yok oldu.
21.) Gökten insanların üzerine, taneleri yaklaşık kırk kilo ağırlığında şiddetli bir dolu yağdı. Dolu belası öylesine korkunçtu ki insanlar bu beladan ötürü Tanrı'ya sövdüler.
Bölüm 17 Canavarın sırtındaki kadın
1.) Yedi tası alan yedi melekten biri gelip, benimle konuştu. ''Gel'' dedi. ''Engin suların kenarında oturmuş, büyük fahişenin çarptırılacağı cezayı, sana göstereyim.
Bence ABD yi tanımlayan en müthiş cümle burada.. "ENGİN SULARIN KENARINDA OTURMUŞ BÜYÜK FAHİŞE..''
2.) Dünyanın kralları, onunla cinsel ahlaksızlığa düştüler. Yeryüzünde yaşayanlar, onun ahlaksızlığının şarabıyla sarhoş oldular.
3.) Bundan sonra melek; beni Ruh'un yönetiminde, çöle götürdü. Orada yedi başlı, on boynuzlu ve üzeri küfür niteliğinde adlarla kaplı kırmızı bir canavarın üstüne oturmuş bir kadın gördüm.
4.) Kadın, mor ve kırmızı giysilere bürünmüş, altınlar,değerli taşlar ve incilerle süslenmişti. Elinde, iğrenç şeylerle ve cinsel ahlaksızlığının çirkeflikleriyle dolu altın bir kâse vardı.
5.) Alnına şu esrarengiz ad yazılmıştı:''BÜYÜK BABİL: DÜNYA FAHİŞELERİNİN VE İĞRENÇLİKLERİNİN ANASI.''
6.) Kadının, kutsalların kanıyla ve İsa'ya tanıklık etmiş olanların kanıyla, sarhoş olduğunu gördüm. Onu görünce büyük bir şaşkınlığa düştüm.
7.) Melek bana, ''Neden şaştın?'' diye sordu.''Kadının ve onu taşıyan yedi başlı, on boynuzlu canavarın sırrını ben sana açıklayayım.
8.) ''Gördüğün canavar, bir zamanlar vardı ama şimdi yok. Biraz sonra, dipsiz derinliklerden çıkacak ve yıkıma gidecek. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulduğundan beri, adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar, canavarı görünce şaşacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardı, şimdi yok ama yine gelecek.
9.) Bunu anlamak için bilgelik gerek. Yedi baş kadının üzerlerinde oturduğu yedi dağdır aynı zamanda yedi kraldır.(Kadın, Abd, Yedi dağ/Yedi kral, G7..)
10.) Bunların beşi düştü, biri duruyor ötekiyse henüz gelmedi. Gelince, kısa bir süre kalması gerek.(Biri,Rusya.. Öteki, Çin..)
11.) Yaşamış ama artık yok olan canavarın kendisi, sekizinci kraldır. Yedilerden biri olup, yıkıma gitmektedir.
12.) Gördüğün on boynuz, henüz egemenlik sürmemiş on kraldır. Ama bunlar canavarla birlikte, bir saat egemenlik sürmek üzere yetki alacaklar.
13.) Düşünce birliği içinde olan bu krallar,güçlerini ve yetkilerini canavara verecekler.
14.) Kuzu'ya karşı savaşacaklar ama Kuzu onları yenecektir. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır. O'nunla birlikte olanlar, çağrılmış,seçilmiş ve O'na sadık kalmış olanlardır.''
15.) Bundan sonra melek bana dedi ki:''Şu gördüğün sular, yani fahişenin kenarında oturduğu sular, halklar, toplumlar, uluslar ve dillerdir.
16.) Gördüğün canavar ve on boynuz fahişeden nefret edecekler, onu perişan edip çıplak bırakacaklar. Onun etini yiyip, kendisini ateşte yakacaklar.
17.) Çünkü Tanrı, kendi amacını gerçekleştirme isteğini onların yüreğine koymuştur. Şöyle ki; Tanrı'nın sözleri yerine gelinceye dek, krallıklarını canavara devretmekte sözbirliği edecekler.
18) Gördüğün kadın, dünyanın kralları üzerinde egemenlik süren büyük kenttir.'' (Kadın=Abd=Özgürlük heykeli!..Büyük kent=New York!!...) İşte Bush'a Irak'a girmek için ilham veren ayetler.
Bölüm 18 Babil'in yıkılışı
1.) Bundan sonra, büyük yetkiye sahip, başka bir meleğin gökten indiğini gördüm. Yeryüzü onun görkemiyle aydınlandı.
2.) Melek, gür bir sesle şöyle bağırdı: ''Yıkıldı! Büyük Babil yıkıldı! Şimdi cinlerin barınağı, her türlü kötü ruhun uğrağı, her türlü murdar ve iğrenç kuşun sığınağı oldu.
3.) Çünkü bütün uluslar, onun azgın ahlaksızlığının şarabından içtiler. Dünyanın kralları onunla cinsel ahlaksızlığa düştüler. Dünyanın tüccarları onun aşırı sefahatiyle zenginleştiler.''
4.) Gökten başka bir ses işittim: ''Ey halkım!'' diyordu.''Onun günahlarına ortak olmamak, uğradığı belalara uğramamak için çıkın oradan!
5.) Çünkü onun, üst üste yığılan günahları göğe erişti; ve Tanrı onun suçlarını hatırladı.
6.) Babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin. Yaptıklarının iki katını ödeyin. Kendi hazırladığı kâsenin iki katını hazırlayıp ona içirin. (Bu 3 dörtlüğe dikkat!.. Saldırı emri burada!!...)
7.) Kendini yücelttiği ve sefahatte yaşattığı oranda, ona ıstırap ve keder verin. Çünkü içinden diyor ki; ''Tahtında oturan bir kraliçeyim, dul değilim. Asla yas tutmayacağım!''
8.) Bu nedenle,onun başına gelecek olan belalar ölüm, yas ve kıtlık. bir gün içinde gelecek, ateş onu yiyip bitirecektir. Çünkü onu yargılayan Rab Tanrı güçlüdür.
9.) ''Kendisiyle cinsel ahlaksızlığa düşmüş ve sefahatte yaşamış olan dünyanın kralları, onu yakan ateşin dumanını görünce onun için ağlayıp dövünecekler.
10.) Çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzakta durup,''Vay, vay, büyük kent, güçlü kent Babil! Bir saat içinde cezanı buldun'' diyecekler. (Bağdat'ın, ne kadar çabuk düştüğünü hatırlayın!...)
11.) ''Dünyanın tüccarları, onun için ağlayıp yas tutarlar. Çünkü onların mallarını satın alacak kimse yok artık.
12-13.) Altını, gümüşü, değerli taşları,incileri,ince keteni,ipeği,mor ve kırmızı kumaşları, her çeşit kokulu ağacı, fildişinden yapılmış her çeşit kabı, en pahalı ağaçlardan, tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit malı, tarçın ve kakule, buhur, hoş kokulu yağ,tütsü, şarap, zeytinyağı, kepeksiz un ve buğdayı sığırları, koyunları, atları,arabaları ve köleleri, insanların canını satın alacak kimse yok artık.
14.) ''Diyecekler ki: ''Canının çektiği meyveler,elinden gitti. Bütün değerli ve göz alıcı malların yok oldu. İnsanlar bunları bir daha göremeyecek.''
15.) Babil'de bu malları satarak zenginleşen tüccarlar,kentin çektiği ıstıraptan dehşete düşecekler. Uzakta durup ağlayarak yas tutacaklar.
16.) ''Vay, vay!'' diyecekler. İnce keten, mor ve kırmızı kumaşlarla kuşanmış, altın, değerli taşlar ve incilerle süslenmiş büyük kent!
17-18.) ''Bu kadar büyük zenginlik bir saat içinde yok oldu.'' ''Her geminin reisi, yolcuları, tayfaları ve denizden geçinenlerin hepsi, onu yakan ateşin dumanını görünce uzakta durup:''Büyük kentin bir benzeri var mıdır?'' diyerek feryat ettiler.
19.) Başlarından aşağı toprak döktüler. Yas tutup ağlayarak şöyle feryat ettiler: ''Vay, vay, büyük kent! Denizde gemileri olanların hepsi onun sayesinde, onun değerli mallarıyla zengin olmuşlardı. Ama kent, bir saat içinde viraneye döndü.
20.) Ey gök, kutsallar, elçiler ve peygamberler! Onun başına gelenlere sevinin! Çünkü Tanrı, onu yargılayıp hakkınızı aldı.'' (1)
21.) Sonra güçlü bir melek, büyük bir değirmen taşına benzer bir taşı kaldırıp, denize atarak şöyle dedi: ''Büyük kent Babil, işte böyle bir şiddetle atılacak; ve bir daha görülmeyecek. (1)
22.) Artık sende, çenk çalanların, ezgi okuyanların, kaval ve borazan çalanların sesi, hiç işitilmeyecek. Artık sende, hiçbir el sanatının sanatçısı bulunmayacak. Sende artık değirmen sesi duyulmayacak. (1)
23.) Artık sende, hiçbir çıranın ışığı parlamayacak. Sende artık, gelin ve güvey sesleri duyulmayacak. Senin tüccarların, dünyanın büyükleriydi. Bütün uluslar, senin büyücülüğünle sapmıştı.
24.) Peygamberlerin, kutsalların ve yeryüzünde boğazlanan herkesin kanı sende bulundu.'' (1)
Bölüm 20 Bin yıl
1.) Elinde, dipsiz derinliklerin anahtarı,ve büyük bir zincir olan bir meleğin gökten indiğini gördüm. Bu Armageddon Final sahnesi...
2.) Melek ejderhayı yani İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı tutup bin yıl için bağladı.
3.) Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın diye, onu dipsiz derinliklere attı oraya kapayıp girişi mühürledi. Bin yıl geçtikten sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekir.
4.) Bazı tahtlar ve bunların üzerinde oturanları gördüm. Onlara yargılama yetkisi verilmişti. İsa'ya tanıklık ve Tanrı sözü uğruna başı kesilmiş olanların canlarını da gördüm. Bunlar, canavara ve onun putuna tapmamış, alınları ve elleri üzerine onun işaretini almamış olanlardı. Hepsi dirilip Mesih'le birlikte bin yıl egemenlik sürdüler.
5.) İlk diriliş budur. Ölülerin geri kalanı bin yıl tamamlanmadan dirilmedi.
6.) İlk dirilişe dahil olanlar, mutlu ve kutsaldır. İkinci ölümün, bunların üzerinde hiçbir yetkisi yoktur. Tanrı'nın ve Mesih'in kâhinleri olacaklar ve O'nunla birlikte bin yıl egemenlik süreceklerdir.
Şeytan'ın dönüşü
7.) Bin yıl tamamlanınca Şeytan,atıldığı zindandan serbest bırakılacak.
8.) Yeryüzünün dört bir bucağındaki ulusları Yecüc'ü ve Mecüc'ü saptırmak ve onları savaş için bir araya toplamak üzere zindandan çıkacak. Toplananların sayısı,denizin kum taneleri kadar çoktur.
9.) Yeryüzünün enginliklerinden geçerek kutsalların ordugâhını ve sevilen kenti kuşattılar. Ama gökten ateş yağdı ve onları yakıp kül etti.
10.) Onları saptıran İblis ise, canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence göreceklerdir.
Ölülerin yargılanması (Mahşer)
11.) Büyük, beyaz bir taht ve tahtın üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök O'nun önünden kaçtılar ve yok olup gittiler.
12.) Tahtın önünde duran büyük küçük,bütün ölüleri gördüm. Sonra bazı kitaplar açıldı. Yaşam kitabı denen başka bir kitap daha açıldı. Ölüler, kitaplarda yazılanlara bakılarak yaptıklarına göre yargılandı.
13.) Deniz, kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler.Her biri,yaptıklarına göre yargılandı.
14.) Ölüm ve ölüler diyarı,ateş gölüne atıldı.İşte bu ateş gölü,ikinci ölümdür.
15.) Adları yaşam kitabında yazılmamış olanların hepsi,ateş gölüne atıldı.
Bölüm 21 Yeni Kudüs (Cennet)
1.) Bundan sonra, yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gök ve önceki yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık.
2.) Kutsal kentin yeni Kudüs'ün, kendi güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibi gökten,Tanrı'nın yanından indiğini gördüm.
3.) Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: ''İşte,Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı,onların arasında yaşayacak. Onlar,O'nun halkı olacaklar Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak.
4.) Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü, önceki düzen ortadan kalkmıştır.''
İncil'in en tartışmalı ve en etkileyeci kısmı olan 22 bölümlük Esinleme (Revelation)'ın,en önemli 9 bölümünü okudunuz..
Zira,ayetlerde yazan korkunç yıkım senaryosunu, yani:-kendi inançlarına göre- Mesih'i,-aslında Deccal'ı-, bir an önce getirmek ve Tanrı'yı kıyamete zorlamak için. (Yanılmıyorsam bu isimde birde kitap yazıldı, adı "Tanrıyı kıyamete zorlamak".) mevcut planlarının son safhasını hayata geçirmelerine çok az kalmış durumda..
Mescid-i Aksa..
İntifada..
İran..
Son savaş..
Armagedon;
(Megiddo)..:
Kıyamet ovası..
Şu soru sorulabilir ve bir çok insan bunun bir çelişki olduğunu düşünebilir : Peki bu Ayetler İncilden ise (ki öyle) yahudiler Tevrat a inanmıyorlarmı.? Amerika nasıl olurda kendi sonunu hazırlar.? Bütün bu Armageddon efsanesi Evangelistler tarafından inanılıp planlanıyor. Bu gurup kendilerini dünyanın efendileri olarak görüyorlar Tevratta geçen seçilmiş millet kavramı ve İncilin bu 22 bölümündeki müjde, motamot birbiriyle uyum sağlıyor. Unutmayalım ki İncilin diğer bir adı da "Müjde" dir. Tevrat ve İncil bu anlamda çelişmiyor sadece nihai noktada yahudiler biraz kızıyorlar ama kendi üstlerine almadıkları için şimdilik sorun yok. O konuda şudur : Evangelist Hırıstiyanlar diyorlar ki, yukarıda da not düştüğüm 1.ci 3.5 yıl başladığında tam tamına 144.000 yahudi hırıstiyanlığı seçecek ve onlar kurtulacaklar, diğerleri ise kötüler tarafında kalıp yok olacaklar.
İşte megiddo ovası burası.... Şu an FİLİSTİN topraklarındadır.....
(1) Burada kastedilen GÜÇLÜ KENT BABİL (BAĞDAT)'tır. İnsana ister istemez KERBELA'yı hatırlatıyor.
Kerbela ile ilgili bir yazı ekledik okumak için burayı tıklayınız.. rahmiyeliler.tr.gg/a.unal
|