tevbesf
TEVBE Tevbenin asıl manası dönmektir. Kulun isyan yolundan dönmesi demektir. ET - TEVVAB Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan. Bu ism-i şerif tevbe'nin mübalağa sigasıdır. Tevbenin asıl manası dönmektir. Kulun isyan yolundan dönmesi demektir. AYETLER -“Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin Belki Rabbiniz sizin günahlarınızı örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde, Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler” ( Tahrim.8 ) -De ki: “Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 53) HADİSLER “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için gece, gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz kulun tevbe etmesini bekler, bu durum kıyamete kadar devam eder” (Müslim, Tevbe, 32, H No:2760) “Ey insanlar! Allah'a tevbe ve istiğfar ediniz, ben günde yüz kere tevbe ediyorum” (Buhari, 11/85; Müslim, H No:2702) “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tevbe eden kullar yaratırdı” (Müslim, Tevbe, 9.10.11.) İSLAMDA TEVBE VE İSTİĞFAR Tevbe; kulun günahını ve hatasını terk edip, dua ve niyaz ile Rabbinden bağışlanma dileyip O’na dönmesi, Cenab_ı Hak’kın da kuluna af ve mağfiretle mukabelede bulunmasıdır Günahlar, Rabbimizle aramızdaki sevgi bağını zayıflatır; O’nun ihsanına ve rahmetine perde olur Manevi kişiliğimizi zedeler, gönül dünyamızı karartır Bu bakımdan tevbe, Allah ile sevgi bağlarımızı yeniden tesis eder, günah ile zedelenen gönül dünyamızı onarır Yüce Allah’ın kuluna tevbe etme fırsatı bahşetmesi O’nun sonsuz rahmetinin bir ifadesidir Çünkü kullarının işledikleri günahlar yüzünden onları hemen cezalandırmamakta, bağışlanma dilemeleri için mühlet vermekte ve rahmet kapısını günün her anında açık tutmaktadır Yüce Allah’ın bir ismi de “Tevvâb”(çok bağışlayan) dır Cenab- Hak, tevbe kapısını daima açık tutar Kulların bağışlanmak için her yönelişlerinde onlara rahmet ve mağfiretiyle karşılık verir, onların günahlarından dolayı samimi tevbe etmelerinden hoşnut olur Yüce kitabımız bir çok ayetinde bizleri tövbeye davet etmekte ve tevbe edenleri bağışlayıp cennetine koyacağını Cenab-ı Hak Tahrim suresi 8 ayette şöyle açıklamaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin Belki Rabbiniz sizin günahlarınızı örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde, Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler ” ( Tahrim.66/8 ) Sevgili Peygamberimiz de günahkârların en iyisinin tevbekarlar olduğunu,(Tirmizi, Kıyamet,50 H.No 2501) ifade etmiş ve Yüce Allah’ın kulunu bağışlamak için daima rahmet ve mağfiret kapılarını açtığını bir hadis-i şerifinde şöyle ifade etmiştir: “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için gece, gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz kulun tevbe etmesini bekler, bu durum kıyamete kadar devam eder. (Müslüm Tevbe 32, 50 H.No 2760) Ayrıca Sevgili peygamberimiz kendisinin de Yüce Allah’a günde en az yüz kere tevbe ve istiğfarda bulunduğunu ve bizlerin de tevbe etmemiz gerektiğini şöyle vurgulamıştır: “Ey insanlar! Allah'a tevbe ve istiğfar ediniz, ben günde yüz kere tevbe ediyorum ” (Buhari 11/85, Mülüm H.No 2702) Tevbe etmenin bir takım şartları bulunmaktadır: Bunlar günahın bir an evvel bırakılması, işlenen günaha pişmanlık duyulması, bir daha günah işlenmeyeceğine kesin olarak karar verilmesi ve işlenen günah eğer kul hakkı ile ilgili ise mutlaka hak sahibi ile helalleşilmesidir Zira Yüce Allah, kul haklarına çok önem vermektedir Bu hususta Sevgili Peygamberimiz: “Kimin yanında, kardeşinin yenmiş bir hakkı var ise hakkı yiyenin iyiliklerinden alınıp kardeşine verileceği gün gelmezden evvel daha şimdiden helallik dilesin” (Buhari Mezalim 10, Ahmet .B.Hanbel, Müsned II, 506) buyurmuştur. Tevbe etmede acele edilmelidir Çünkü ölümün ne zaman geleceği bilinmemektedir Ayrıca ölüm anında yapılan tevbeler makbul değildir. ( Nisa.4/18 ) Fırsatı kaçırmadan günahları terk ederek samimiyetle tevbe edelim Salih amellere, iyi, güzel ve hayırlı işlere devam edelim Ulaştığımız mübarek gün ve geceleri fırsat bilelim Zira Yüce Allah içten yapılan tevbeleri kabul eder,bundan hoşnut olur ve günahları sevaba dönüştürür Nitekim Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “ Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka Allah işte onların günahlarını sevaplara çevirir Allah çok bağışlayandır, engin merhamet sahibidir ” ( Furkan 25/70 ) Tevbe kelimesi Arapça tâbe, yetûbu, fiil kökünden gelmekte olup mastardır. Allah’a dönüş ve yöneliş anlamına gelmektedir. Tevbe daha çok günahtan Allah’a dönme anlamıyla meşhur olmuştur. (Cevherî, İsmail b.Hammad, es-Sıhah fi'l-Lüga ve'l-Ulûm, Beyrut, 1974, I, 146; İbn Manzur, Cemaleddin. Muhammed b.Mükerrem, Lisanu'l-Arab, Beyrut, 1990, I, 233; Fîruzabâdî, Muhammed b.Ya'kub, el-Kâmûsu'l-Muhît, Beyrut, 1991, I, 166.) İSLAMDA TEVBE VE ÖNEMİ TERİM OLARAK TEVBE : Tevbenin terim anlamıyla ilgili olarak İslâm âlimleri tarafından farklı tarifler yapılmıştır. Bunlardan birkaç tanesini örnek olarak verecek olursak, mesela Gazâlî tevbeyi;“geçmiş hataların verdiği iç sancısı ve kötü huyları iyi huylarla değiştirmek” (Gazâlî, Ebu Hamid Muhammed, İhyâu Ulûmi'd-Din, Trc: Ahmed Serdaroğlu, İst., 1974, IV, 10.) olarak tanımlamaktadır.İbn arabî ise tevbeyi; Allah’a muhalefetten dönmek, kişinin zimmetinde oluşmuş, başkalarının haklarından edaya güç yetirdiğini sahiplerine ödemesidir, şeklinde tarif etmektedir. (Muhyiddin İbn Arabî, el-Futuhâtü'l-Mekkiyye, Thk: Osman Yahya, Kahire, 1988, XIII, 298.) İbn Hacer de tevbeyi; günahı çirkinliği için terk etmek, yapılan fiile pişman olmak, onu tekrarlamamaya azmetmek ve madura hakkını vermektir, şeklinde tarif etmektedir. (İbn Hacer, el-Askalânî, Şihabuddin Ahmed b.Ali, Fethu'l-Bârî bi Şerhi'l-Buhârî, Kahire, 1987, XI, 106) Bütün bu tarifleri zikrettikten sonra tevbeyi daha açık ve anlaşılır bir tarzda tarif edecek olursak,şöyle diyebiliriz: Tevbe; yapılan kötülüğü, işlenen günahı veya kabahati günah olduğunu bilip, onu bırakıp terk ederek Allah’a dönmek, O’ndan affetmesini, bağışlamasını dilemek, yaptıklarından pişman olduğunu da belirterek yalnız Allah’a yalvarmak demektir. TEVBENİN ÖNEMİ : Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde: “Bütün Âdemoğulları günahkârdır, günahkârların en hayırlıları ise tevbe edenlerdir” (İbn Mâce, Zühd, 30.) buyurmaktadır. Başka bir hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tevbe eden kullar yaratırdı”(Müslim, Tevbe, 9.10.11.) buyurmuştur.Bu zikrettiğimiz hadislerden de anlaşıldığı üzere, insan, günah ve sevap işleme özelliğinde yaratılmış bir varlıktır.Günah işlemek, insanı meleklerden ayıran bir özelliktir. Bilindiği gibi melekler nurdan yaratılmış olup, asla Allah’a karşı gelmeyen, günah işlemeyen varlıklardır.İslâm fıtrat dinidir. İslâmda insanın günah işleyebileceği kabul edilmiş ve bundan korunma ve kurtulma yolları insana öğretilmiştir. İşte yapılan kötülükten, işlenen günah ve kabahatten kurtulma yolu tevbedir. Tevbe ile insan, yapmış olduğu günah ve kusurlardan kurtulur. Ve o günah ve hataları hiç yapmamış gibi tertemiz olur. Nitekim bu hususta Peygamber Efendimiz: “Günahtan tam dönen ve tevbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir” (İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi (Kütüb-i Sitte), İst., trs, III, 394.) buyurur. Yüce Allah kullarını tevbeye çağırmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Hepiniz Allah’a tevbe ediniz ki, felah bulasınız” ( Nur 24/31 ) Başka bir ayette ise Yüce Allah, Peygamberine şöyle buyurur:De ki: “Ey nefislerine karşı aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 39/53) Bu ayette Yüce Allah, Peygamberine, günahkâr kullara, Allah’ın rahmetinden umut kesmemelerini söylemesini emrediyor. Çünkü çok bağışlayan, çok acıyan Allah, dilerse bütün günahları bağışlar. |
Bugün 157 ziyaretçi (225 klik) ile buradaydı.©