sdfg
OHAL'İ KİM KALDIRDI.19 Temmuz 1987 de koyulan OHAL, 30 kASIM 2002 de kaldırıldı.
OHAL uygulamasının başladığı 19 Temmuz 1987 tarihinden, kaldırıldığı 30 Kasım 2002’ye kadar geçen sürede OHAL 46 defa uzatıldı. Her 4 ayda bir uzatılan Olağanüstü Hal uygulaması, 1994 yılı sonuna kadar 13 ilde sürdürüldü.
Öncelikle Elazığ OHAL kapsamından, Adıyaman da mücavir il olmaktan çıkarıldı. 30 Kasım 1996 tarihinde Mardin kapsamdan çıkarıldı ve mücavir İl statüsüne alındı. TBMM’nin 2 Ekim 1997 tarihli kararıyla 6 Ekim 1997’den itibaren Batman, Bingöl ve Bitlis uygulamadan çıkarıldı ve mücavir il statüsüne geçirildi. 30 Kasım 1999’da Siirt, 30 Temmuz 2002’de Van, 30 Temmuz 2002’de Hakkari ve Tunceli’de Olağanüstü Hal uygulaması sona erdirildi. OHAL uygulaması Diyarbakır ve Şırnak’ta devam ederken, Batman, Bingöl, Bitlis, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Tunceli ve Van, mücavir il kapsamına alıdı. Diyarbakır ve Şırnakta devam etmesi istenen OHAL kararı, TBMM'nin 19 Haz.2002 tarihli birleşiminde alınmıştı. Bu kararla bu süre 4 ay daha uzatılmıştı. Uygulama bu 2 ilde 30 Kas 2002 tarihinde sonlandırıldı. Şimdi bu duruma göre 1980 ihtilali ürünü olan bu uygulama 30 Kas 2002 tarihinde bitirilmiş oldu. Peki 23 yıl süren bu kötü uygulamayı sonlandıran kim.? Bakalım : 3 Kas 2002 seçimlerinde tek başına iktidar olan AK Parti 18 Kas 2002 Yılında Hükümeti kurdu. 12 Gün sonra yani 30 Kas 2002 de OHAL, TBMM'deki AK Parti Milletvekillerinin oylarıyla sonlandırıldı. İtirazı olan varsa buyursun burada açıklasın. Şimdi sorulara devam edelim, "30 Temmuz 2002 de OHAL'i son kez 4 ay uzatan biziz" diyen mhp sözcüsü haklıdır, zira o tarihte iktidarda onlar vardı ve son kez ibaresiyle 4 ay daha uzattılar. Fakat 23 yıldır OHAL, hep aynı gerekçe ile uzatılmıyormuydu.? Her seferde 4 ay daha uzatıldı. Nihayet 30 Kas 2002'ye kadar bu tarihte iktidar olan AK Parti bu uygulamayı kesin olarak kaldırmıştır. Önemli olan uygulamanın kesin olarak kaldırılması olduğuna göre ve o esnada Diyarbakır ve Şırnakta devam eden OHAL'in, "efendim bu tarihte uygulama sona erecekti" mantığıyla AK Partinin kaldımadığını ima etmek ve bunu yalan söylemekle eş değer tutmak kadar mantıksızlık olabilirmi?. Demek istiyorlar ki biz 30 Temmuzda son kez 4 ay daha uzattık bu süre zaten 30 Kasımda sona erecekti, öyleyse AK Parti değil biz kaldırmış oluyoruz. Peki iktidar olsaydınız 23 Yıldır yapıldığı gibi son kez deyip yeniden uzatmayacağınız ne malum.? Bu tarih takıntısını bırakıp asıl şu can alıcı soruya cevap versinler.: OHAL'kendilerinin kaldırdığını övüne üvüne anlatıyor Mhp sözcüsü, demekki OHAL, kötü birşey. Yani terörle mücadeleye hiçbir katkısı olmamıştır!. Ya ne olmuş, işkenceler, faili meçhul cinayetler, kısacası kan, gözyaşı ve zulüm bırakmış geriye. OHAL kötü bir uygulama ise (ki öyle), peki, aynı uygulamayı bugün yeniden niye teklif ediyorsunuz?.. O zaman sizin genel başkanınız o zülüm günlerini yeniden hortlatmak mı istiyor.? Mugalata yapacağınıza bu soruya cevap verin özellikle Mhp tabanına bu sorunun cevabı verilmelidir. Yoksa OHAL ha 30 Temmuzda kalkmış ha 30 Kasım da kalkmış ne fark ederki önemli olan kaldırılmışmıdır ona bakmak lazım. SORUYU TEKRAR ANLAŞILIR BİR ŞEKİLDE SORALIM : - OHAL İyi bir uygulamaysa, NİYE KALDIRDINIZ.??? - Yok eğer kötü bir uygulamaysa, NEDEN YENİDEN ÖNERİYORSUNUZ.??? Bu ne yaman bir çelişkidir.? Asıl siz bu kafa karışıklığından kultulmanın çarelerini arayın. Yeni bir OHAL, TERÖRÜN EKMEĞİNE YAĞ SÜRECEĞİNİ BİLMİYORMUSUNUZ.??? Başka kimlerin ekmeğine yağ sürecek dersiniz.
BU MİLLETİ NE SANIYORSUNUZ.? |
Oysa Apo mhp nin varlık sebebiydi. Olazsa olmaz şartlarından biri apounun asılmasıydı.! unuttunuzmu.? Tamam diyelim ki asmaya gücünüz yetmedi, neden hükümetten çekilmediniz.? Peki 12 Şubat 2002 de etrafına topladığı 14 gazeteciye, "MHP İDAM CEZASINI KALDIRMA GİRİŞİMİNE İTİRAZ ETEMEYE KALKAMAZ" diyen Rahşan Ecevit neye dayanarak böylesine iddialı bir laf etmişti.? Mutlaka bir bildiği vardı... Daha sutre gerilerinde bizim bilmediğimiz neler var kimbilir. Eğer öyle olmasaydı Devlet Bahçeli 7 yıldır Recep Tayyip Erdoğana saldırırmıydı.? Kendi nefesi çıkmadığı zamanlarda yanındakılerine saldırı emri verirmiydi.? Geçmişte mhp ye en çok zarar veren solcularla birlik olurmuydu.? Kendilerine "bebek katili" diyenlerle işbirliği yaparmıydı.? O kadar çok soru varki sorulacak.... |
hatırlatma: “Apo’nun boynuna atamadığı” ipi, Erzurum’daki miting kürsüsünden fırlatıp Erdoğan’a seslenen ve “Ben asamadım, al sen as!” diyen Devlet Bahçeli değil miydi?.. O halde, daha niye konuşuyorlar ki!?!.. Kimi, kime şikâyet edeceksin? Eskiden kalma bir söz vardır... Hani, derler ya; “Anamı ağlatan kadı!.. Kimi, kime şikâyet edeceksin?” Geçmişten gelen sözler, bugün de yaşıyorsa, demek oluyor ki; eskilerin “bir bildiği” vardır... Efendim, malûmlarınız olduğu üzre; Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, bir süre önce “Ergenekon yöneticiliği” suçlamasıyla önce “gözaltına” alındı, sonra da tutuklanıp “cezaevi”ne gönderildi... “Tutuklama”ya yapılan itirazların her sefer “reddedilmesi” de onu gösteriyordu ki; ortada “ağır bir suç” vardır!.. Gelin, görün ki; “hiçbir yetkisi olmadığı halde” Yargıtay “yargıya müdahale” etti ve hem de “fotokopi”ler üzerinden bastı “tahliye”yi!.. İlhan Cihaner, “tahliye” edilmiş olmasına rağmen, halen “sanık”tır!.. Yani, “tutuksuz yargılanacak”tır!.. İşte bu “sanık” dün göreve başladı ve oturdu “Başsavcılık” koltuğuna!.. Ortaya, öyle “garabet” bir durum çıktı ki; kendisi de “sanık” olan bir savcı, huzuruna gelen “sanık”lar hakkında “görüş” açıklayacak!.. Bir anlamda; “sanık, sanığı yargılayacak”!.. Peki; “sanığın, sanığı yargılayacağı” bir dâvâdan “adalet” beklenir mi?.. Eskilerin dediği gibi; “Kimi, kime şikâyet edeceksin?”
http://www.habervaktim.com/yazar/25224/kilicdaroglu_baykal_ergenekon_ve_pkk.html
http://www.habervaktim.com/yazar/25248/asil_fotograf_teror_degil_.html
http://www.habervaktim.com/yazar/25238/apoletli_omuzda_agladigin_surece_bu_sorun_bitmez.html
http://www.habervaktim.com/yazar/25244/bize_ates_ettirmiyorlar.html