|
Halil Edhem Bey |
PİRİ REİS HARİTALARI
Piri Reis Haritasının bulunuşu Piri Reis’in 1513 tarihli meşhur haritası 1929 senesinde Topkapı sarayında başlatılan envanter tespit ve değerlendirme çalışmaları sırasında bulundu. Dönemin Millî müzeler müdürü Halil Ethem bey haritayı o sırada İstanbul’dan geçmekte olan Alman müsteşrik Gustav Adolf Deismann ile tetkik ettiler. Bunun üzerine Deismann, haritayı yakın arkadaşı, Kitab-ı bahriye uzmanı ve İslam coğrafya – kartografya araştırmacısı Alman şarkiyatçısı Paul Kahle’ye göstermeye kadar verdi. Kahle saraya davet edildi ve kısa bir incelemeden sonra haritayı tanıdı. Yaptığı çalışmalar neticesinde de Eylül 1931 Leinden’detoplanan XVIII. müsteşrikler kongresinde konuyu bildirdi. Kahle’nin bu tebliği İtalyanca ve İspanyolcaya tercüme olunup pek çok neşirleri yapıldı.
Ancak Türk ve yabancı basında Kristof kolomb’un haritası unvanıyla haritadan noksan ve hatalı şekilde bahsedilmesi üzerine Türk tarihi tetkik cemiyeti bu hataların tashihi maksadıyla Londra’da çıkan “The Illustrated London News” adlı resimli mecmuaya bir makale ile haritadan ve Piri Reisin “Bahriye” adlı kitabındaki resimlerden fotoğraflar gönderdi. Bu makale ve resimler ingilizce mecmuanın 23 Temmuz 1932 tarihli nüshasında yayınlandı. Harita kısa sürede haritası, coğrafya ve tarih araştırmacılarını alâkadar etmiş ve az zamanda üzerine epey çalışmalar yapılmıştır.
|
İstanbul Haritası (Kitab-ı Bahriye) |
|
Gustav A. Deissmann |
Osmanlılar’ın eski dünya ( 2. Dünya ) haritalarının, başlıcalarını İstahrî, İdrîsî ve Sirâceddin İbnü’l Verdi’nin eserlerinin oluşturduğu klasik coğrafya kitaplarından tanıdıkları bilinmektedir. Osmanlıların özellikle gemicileri harita yapımına teşvik etmeleri ve ödüllendirmeleri XVI. yüzyılın ortalarında oldukça doğru bilgiler içeren kendi çalışmalarını meydana getirmelerini sağlamıştır. Bunun yanında Portekizliler’in Hint Okyanusu’ndaki faaliyetlerini yakından ve kararlı bir siyasetle takip etmeleri ve buna karşı çalışma yapmaları da mesafe kaydedilmesine amil olmuştur.
Pîrî Reis’in ünlü haritasına olan ilgi 1929 yılında keşfedilmesinden itibaren hiç eksilmemiştir Mart 1513 (Muharrem 919) tarihli olan ye Gelibolu’da çizilen bu dünya haritasının bugüne sadece bir parçası ulaşabilmiştir. 1517 yılında Kahire’de Yavuz Sultan Selim’e takdim edilen bu haritanın elde kalan parçası Atlas Okyanusu’nun iki kıyısında İspanya, Portekiz ve Batı Afrika ile Amerika’nın doğu kısımları. Florida ve Antiller’i göstermektedir. Harita üzerinde yer adlarının yanı sıra keşif tarihleri, efsanevî notlar ve eserin meydana getirilişine dair bilgiler bulunmakta ve bu notlardan, Pîrî Reis’in otuz dört Doğu ve Batı menşeli haritadan faydalandığı anlaşılmaktadır.
Bu kaynaklar arasında en çok dikkat çekenler, 2000 yıl öncesinin İskenderiye Kütüphanesi’nden çıkma bir harita ile Kristof Kolomb’un bugüne intikal etmeyen 1498 tarihli haritasıdır. Atlas Okyanusu’nda keşfedilen yerlerin doğrulukla gösterildiği haritayı önemli kılan ve hayranlık uyandıran diğer özelliklerinin başlıcaları kaynaklarının eskiliği ve orijinalliği, çizilerin ancak havadan yapılan çekimlerle XX. yüzyılın ortalarından itibaren yapılabilen haritalara benzerlik arz etmesi ve yine sadece modern tekniklerle tesbit edilebilen Antartika kıyılarının henüz buzullarla kaplı olmadığı zamandaki halinin verilmiş olmasıdır. Özellikle son tesbit, Pîrî Reis’in kaynakları arasında buzul devrinden önce resmedilmiş haritaların da
|
Piri Reis |
bulunabileceğine dair görüşlerin doğmasına yol açmış ve bu haritadan yola çıkılarak kayıp olduğuna inanılan Atlantis kıtasının aranmasına kadar derinleştirilen çeşitli toplu çalışmalar ortaya konulmuştur.
Pîrî Reis’in dünya haritasının kayıp parçalarının Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde araştırılması sırasında Atlas Okyanusu’nun kuzeyini, Kuzey ve Orta Amerika’nın o zaman için terkedilmiş kıyılarını gösteren ve ilkinde bulunmayan bazı yeni ayrıntılara yer veren yine ona ait bir başka harita parçası ele geçmiştir. Pîrî Reis b. el-Hâc Mehmed imzasıyla 1528-29’da Gelibolu’da yapılmış olan harita, muhtemelen Kanunî Sultan Süleyman için hazırlanmış Yeni Dünya haritası parçasıdır. Ancak, Yucatan, Küba, Haiti, Florida ve Kuzey Amerika’nın görüntülendiği bu parçanın aslında bir dünya haritasına değil, Osmanlı başşehriyle Yeni Dünya’yı birlikte gösteren büyük ölçekli ve özel amaçlı bir haritaya ait olduğu da ileri sürülmektedir.
|
Prof. Paul Kahle |
Kitab-ı Bahriye.
Akdeniz’in tam bir portolanı ve Osmanlı haritacılığının en ünlü temsilcisi olan Kitâb-ı Bahriyye, Pîrî Reis’in (ö.1554) amcası Kemal Reis’le birlikte başladığı gemicilikteki müşahede ve tecrübelerini aktardığı bir şaheserdir. Kitabın oluşmasında, bütün bilgilerin yalnız haritalar üzerinde verilemeyeceği düşüncesinin de payı vardır. Pîrî Reis 1521 “de tamamladığı Kitâb-ı Bahriyye’nin ilk telifini, 1524 Mısır seferinde yanında bulunduğu Sadrazam İbrahim Paşa’nın tekrar temize çekilip padişaha takdim edilmesi ricasıyla yeniden ele aldı. 1526′da İbrahim Paşa aracılığıyla Kanunî Sultan Süleyman’a sunulan ikinci telifin manzum olan metni Seyyid Muradı tarafından düzenlenmiştir.
Eserde önce telif sebebiyle birlikte haritanın tanımlama ve alâmetleri açıklanmakta, daha sonra bazı büyük denizler ve adaları, Sultaniye, Kilitbahir ve Bozcaada’dan itibaren Ege denizi. Mora, Adriyatik kıyıları, Venedik, Anadolu’nun batı kıyısındaki ada ve limanlar üzerinde ayrıntılı bilgiler verilmektedir. Pîrî Reis anlattığı her limanı ayrı bir portolanla göstermiş ve oradaki önemli binaların resimlerini çizmiştir. Portolanlarda olduğu gibi Kitâb-ı Bahriyye’de de sığ yerler, kumsallar, güvenli limanlar, kayalıklar, su kaynakları ve yerleşim merkezleri özenle belirtilmiştir. Pîrî Reis’in Kitâb-ı Bahriyye’sinin esere model oluşturduğu apaçıktır. Eser, elan çok değişik ilimler için bir araştırma kaynağı olarak önemini sürdürmektedir..
|