kayserilifikralari
KAYSERİLİ FIKRALARI |
KAYSERİLİ BABA Oğlu, Kayseriliden para istedi: - "Baba 500 bin lira verir misin?" Kayserili : - "400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter." der ve çıkartıp 50 bin lira verir. Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler: - "Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı." Kayserili : - "Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.." |
|
MEHENDİS Karayolları Genel Müdürlüğünün misafiri olarak Türkiye'ye gelen inşaat mühendisi Amerikalı, Kayseri'den geçerken yol çalışması görür ve arabasını durdurur. Fakat yoldaki eşek nereye doğru yol alırsa orası genişletilip yol yapılmaktadır. Hemen bunun niye böyle yapıldığını sorar. Kayserili: 'Bu bizim mehendisimizdir beyim. Eşşek nereye giderse orayı genişletip yol yaparık' diye cevap verir. Katıla katıla gülmeye başlayan Amerikalı mühendis 'Peki eşeği bulamasaydınız ne yapacaktınız' diyince Kayserili yapıştırır cevabı: 'O zaman Amerika'dan mehendis getirtirdik' |
PADİŞAH VE KAYSERİLİ Padişahın biri, - Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim! demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana; - Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü. - Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!.. - Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!.. - Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!.. - Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü! - Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir. Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş; - Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!.. |
CİN Gözleri kör yanlız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken bastonuna değen sihirli lambayı alıp icinden Cin çıkarmayı başarmış. Bu isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye şöyle bir baktıktan sonra; - "senin hayli isteğin vardır; şimdi sen gözlerin açılsın istersin, zenginlik dilersin, evlenmeyi arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir dileğini yerine getireceğim. iyi düşün ve ne isteyeceksen iste." demiş. Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş; -"Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum" |
ÇANAK Ticarette ün yapmış Kayserili iş adamlarımızın yurt icinde olduğu gibi dünyada da ünü duyulur. Bunu duyan İsrailli bir esnaf : -Bu nasıl olur, dünyada ticarette bizim üzerimize insan yoktur. bunun icin Kayseri’ye gelir. tam çarşı ortasında yürürken eski bir bakkalın önünde bir kedi bir çanaktan karnını doyuruyor. İsrailli bir çanağa bakar, bir de kediye. Çanak çok pahalı antika bir tas. Hemen, Kayseriliyi bir kandırayım diye düşünür: - Efendim şu kediyi bana satar mısın? - Satarım. İsrailli kediyi alır. fakat gözü çanaktadır. biraz gezer dolaşır: -Efendim bu kedi bu çanaktan yemeye alışkın. Ne olur şu çanağı da verin, der. Kayserili: -Efendi ben o çanağın yüzü suyu hürmetinde günde 20 tane kedi satarım, der. |