teblig1
PEYGAMBERİMİZİN TEBLİĞİ (BÖLÜM 2) |
PEYGAMBERİMİZ (SAV) GAYBIN BİLGİSİNİN SADECE ALLAH'A AİT OLDUĞUNU AÇIKLAMIŞTIR. De ki:"Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez.Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar.(Neml 65)
|
Kuran'da "gayb" kelimesi, insanların bilmedikleri, görmedikleri gizli olan şeyleri ifade etmek için kullanılmıştır. Örneğin gelecekte olacak olan olaylar bizim için gayba ait bilgilerdir. Ancak geleceğe dair tüm bilgiler, her insanın, her ülkenin, her binanın, her eşyanın geleceği, her anıyla Allah katında bilinmektedir. Peygamberimiz (sav)'e, gayb bilgisinin sadece Allah'a ait olduğunu insanlara açıklaması şöyle bildirilmiştir.
De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." (Kehf Suresi, 26) De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar." (Neml Suresi, 65) Deki:Şüphesiz Rabbim hakkı (batılın yerine veya dilediği kimsenin kalbine) koyar. O, gaybleri bilendir. (Sebe Suresi, 48) Resulullah Efendimize zaman zaman gaybtan bazı şeyler sorulduğunda kendisi onlara şu cevabı verirdi: "Bilmiyorum. Ben bir kulum; Mevlâm neyi bildirirse onu bilirim. Onun bildirmediğini bilemem... |
PEYGAMBERİMİZ (SAV) İNSANLARA, ALLAH'IN EN GİZLİ KONUŞMALARI DAHİ BİLDİĞİNİ HATIRLATMIŞTIR. Bazı insanlar bir kötülük düşündüklerinde ya da taraftarları olan kişilerle bir kötülük planladıklarında, dedikodu yaptıklarında, düzenler kurduklarında bunları insanlardan gizlediklerini zannederler. Oysa Allah her insanın bütün düşündüklerini, aklından geçirdiklerini, iki kişi arasındaki fısıldaşmaları, göklerde ve yerde olan herşeyi bilir. İnsanın an an yaptığı herşeye şahittir. Ve her insan, gizli gizli yaptığını veya konuştuğunu sandığı herşeyin hesabını ahirette verecektir. Belki o kişi yaptığı o kötülük dolu konuşmayı unutacaktır, ancak Allah insanların unuttukları herşeyi hesap gününde önlerine getirecektir.
Peygamberimiz (sav) de bu konuya dikkat çekerek, insanları verecekleri hesap için uyarmıştır. Bu konudaki ayetler_isimden bazıları şöyledir: De ki: "Sinelerinizde olanı -gizleseniz de, açığa vursanız da- Allah bilir. Ve göklerde olanı da, yerde olanı da bilir. Allah, herşeye güç yetirendir." (Al-i İmran Suresi, 29) De ki:Benimle aranızda şahid olarak Allah yeter; kuşkusuz O, kullarından gerçeğiyle haberdardır, görendir." (İsra Suresi, 96) Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı, uzak mı, bilemem. Şüphesiz O, sözün açıkta söylenenini de bilmekte, saklamakta olduklarınızı da bilmektedir. De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir." (Hucurat Suresi, 16) |
PEYGAMBERİMİZ (SAV) İNSANLARA KURAN'IN ALLAH KATINDAN İNDİRİLDİĞİNİ AÇIKLAMIŞTIR. Peygamberimiz (sav)'in döneminde ve sonraki dönemlerde de Kuran'ın hak kitap olduğunu inkar edenler olmuştur ve bu kişiler Kuran'ı Peygamberimiz (sav)'in yazdığını iddia edecek kadar ileri gitmişlerdir. Oysa Kuran'ın insan eliyle yazılmadığı çok açıktır. Allah'ın sözü olan Kuran, içinde birçok mucizeye, insanların erişmeyeceği eşsiz bir hikmete sahiptir. Peygamberimiz (sav) de insanlara bu gerçeği hatırlatmış ve Kuran'ı Allah'ın gönderdiğini bildirmiştir. Bu konudaki ayetler_isimden bazıları şöyledir:
De ki: "Onu, göklerde ve yerde gizli olanı bilen (Allah) indirmiştir. Doğrusu O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir." (Furkan Suresi, 6) De ki: "Gördünüz mü haber verin; eğer o (Kuran) Allah katından ise, sonra siz onu inkar etmişseniz (bu durumda) uzak bir ayrılık içinde olandan daha sapık kimdir?" (Fussilet Suresi, 52) Kuran'ın bir insan tarafından yazıldığını iddia edenler, onun sahip olduğu mucizelerden, Allah'ın sonsuz hikmet içeren sözlerinden habersizdirler. Oysa Kuran değil bir insanın, bütün insanların ve cinlerin dahi biraraya gelerek yazamayacakları bir kitaptır. Ve Hz. Muhammed (sav)'e bu konu ile ilgili olarak kavmine şunları bildirmesi emredilmiştir: De ki: "Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kuran'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler. (İsra Suresi, 88) Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın. (Yunus Suresi, 38) Peygamber Efendimiz bir diğer hadis-i şeriflerinde ise Kuran'ın Allah'ın sözü olduğunu şöyle belirtmiştir: "Kuran, Allah Azze ve Celle'nin kelamıdır. Öyle ise Kuran sahibi, Rabbinin, yasak ettiklerini yapmamak sureti ile ona tazim (hürmet) etsin. |
PEYGAMBERİMİZ (SAV) KURAN'IN MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE VE HİDAYET REHBERİ OLDUĞUNU BİLDİRMİŞTİR. (Bu) Kitabın indirilmesi, üstün ve güçlü olan, hüküm ve hikmet sahibi Allah(katın)dandır. (Zümer Suresi, 1)
"Bu bir Kitap'tır ki,Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura,O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim 1) |
Peygamberimiz (sav) Kuran'ın insanları hidayete eriştirdiğini söylemiş ve onlara Kuran'ı rehber edinmelerini öğütlemiştir. Bu konudaki ayetlerden bazıları şöyledir:De ki: İman edenleri sağlamlaştırmak, Müslümanlara bir müjde ve hidayet olmak üzere, onu (Kuran'ı) hak olarak Rabbinden Ruhu'l-Kudüs indirmiştir. (Nahl Suresi, 102)
"De ki: "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum; eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kuran) sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakın olandır. (Sebe Suresi, 50) Peygamberimiz (sav)'in bir hadis-i şeriflerinde Kuran'ın kurtuluşa götüren bir rehber olduğu şöyle açıklanır,"Kim ki Kuran'ı öne alırsa, Kuran onu cennete götürür. Kim de arkasına bırakırsa onu da cehenneme sürer." PEYGAMBERİMİZ (SAV), HESAP GÜNÜ KİMSENİN BAŞKASININ GÜNAHINI YÜKLENMEYECEĞİNİ BİLDİRMİŞTİR.Cahiliye toplumlarında yaygın olan sapkın inanışlardan biri, bir kimsenin diğerinin günahını yüklenebileceğini sanmalarıdır. Örneğin, arkadaşlarının bir ibadeti yapmasını engellemeye çalışır ve onlara "ben senin günahını yüklenirim" derler. Bu kişi elbette ki bir ibadeti engellemenin günahını alır, ancak karşısındaki kişi de bu ibadeti yerine getirmemenin günahını alacaktır. Yani hiç kimse ondan bu günahı alıp yüklenemez. Hesap gününde herkes yalnızca kendi yaptığından sorumlu tutulacaktır. Kimseye başkalarının günahları sorulmayacak, kimse de kimsenin günahını yüklenmeyecektir. Allah, Hz. Muhammed (sav)'e bu konuyu şöyle açıklamasını bildirmiştir, De ki: "O, herşeyin Rabbi iken, ben Allah'tan başka bir Rab mi arayayım? Hiçbir nefis, kendisinden başkasının aleyhine (günah) kazanmaz. Günahkar olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir." (Enam Suresi, 164) Peygamber Efendimiz "Kimse kimsenin günahını çekmez" sözleriyle de, halk arasındaki bu batıl inanca bir açıklama getirmiştir. |
PEYGAMBERİMİZİN TEBLİĞİ (BÖLÜM 3 İÇİN BURAYI TIKLAYINIZ) |
Bugün 173 ziyaretçi (233 klik) ile buradaydı.©