(552 - 744)
Göktürk Kağanlığı
|
"1969 TRT Türk Tarihi Takvimi"ne göre
"Göktürkler"in bayrağı |
|
Göktürklerin en geniş sınırları. |
Dili |
Göktürkçe |
Başkentleri |
Ötüken |
Yönetimi |
Boylar birliğine dayanan "Konfederatif" birlik |
Devlet başkanı |
Kağan |
Danışma kurulu |
Ayukı |
Başlangıç tarihi |
M.S. 552 |
Yıkılışı |
M.S. 744 |
İlk kağan |
Bumin Kağan
(M.S. 534 - M.Ö. 552) |
Son kağan |
Bomey Tegin Kağan
(M.S. 743-745) |
Önceki devlet |
Rouran |
Sonraki devlet |
Uygur Kağanlığı |
|
Göktürkler veya Kök-Türkler (Çince: pinyin: Tūjué; 552—744), Orta Asya ve Çin'de yaşamış Türk toplumu. Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Göktanrı (Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket ederlerdi. Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak tanımlamışlardır. Türk adı ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir.
"Türk" adını siyasi olarak kullanan ilk Türk devletidir. Devletin ilk önderi Bumin Kağan'dır. Bumin Kağan'ın kardeşi İstemi Kağan ülkenin batı kanadını yönetirdi. Göktürkler komşuları olan Çin, Sasani (İran) ve Bizans İmparatorluğu ile askeri, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurdular. Doğu Göktürk Kağanlığı 630 yılında, Batı Göktürk Kağanlığı ise 659 yılında Çin yönetimi altına girdiler.
Siyasi Tarih
Göktürk Kağanlığı 552—745 yılına kadar varlığını sürdürdü. Çin'in Sien-pi kökenli Kuzey Zhou, Kuzey Qi, Sui ve Tang hanedanları ile uzun süre savaşmıştı.
Kardeş kavgaları, iç savaşlar ve Çinliler ile olan uzun savaşlar devletin yıkılmasına neden oldu. Yine de Türk toplumu tarafından kurulmuş olan bu Kağanlık Asya tarihinde kalıcı izler bıraktı.
-Göktürk Tarihi (552—745)
-I. Göktürk Kağanlığı (552–581)-
I. Göktürk Kağanlığı'nın Bölünmesi (581–603)
-Doğu Göktürk Kağanlığı'nın Çöküşü (603–63)
-Batı Göktürk Kağanlığı'nın Çöküşü (603–659)
-II. Göktürk Kağanlığı (681–745)
I. Göktürk Kağanlığı (Doğu-Batı Kağanlıkları)
Göktürk Kağanlığı, VI.yüzyılın ortasında, Asya'nın doğusunda Çin devletinin, batısında Sasani-İran devletinin sınırladığı İç Asya bozkırlarında, doğuda Avarlar, batıda Eftal / Ak Hunlar ile yapılan mücadeleler sonucunda ortaya çıktı. İlk Kağanları doğu kanadını yöneten Bumin Kağan, batı kanadını yöneten kardeşi İstemi Kağan'dır.
İli derleyen ve bu nedenle İliğ Kağan diye de adlandırılan Bumin Kağan'ın ölümünden sonra yerine oğlu Ko-lo/Kara Kağan geçtiyse de iktidarı kısa sürdü. Bir yıl sonra Mukan Kağan devletin başına geçti. Mukan Moğol soylu Kitanları yenerek Doğu Göktürk Devleti'nin sınırlarını Büyük Okyanus'a kadar genişletti. Mukan'dan sonra tahta Ta-po/Taspar Kağan geçti. Ta-po, Budizmi kabul eden ve Çin'i baskı altında tutan yönleriyle sivrildi.
Doğuda bunlar olup biterken batıdaki sınırlarını Kırım'a kadar genişleten İstemi Kağan öldü. Yerine oğlu Tardu Kağan geçti. Tardu, 603 yılına kadar hükümdarlığını sürdürdü.
Doğuda Ta-po'nun ölümü üzerine tahta çıkan To-lo-pien (ya da sonraki adıyla Apa Tarkan) toyda / kurultayda yapılan kengeş'te (müzakere) onaylanmadı. Yerine Ta-po'nun yeğeni Şa-po-lio / İşbara Kağan ilan edildi. Çin politikalarının da tesiriyle batı kağanı Tardu, To-lo-pien'i destekledi. İşbara'nın Apa'nın annesini öldürtmesi doğu ile batı arasındaki ilişkileri bir daha düzelmemek üzere bozdu; iki budun artık birbirlerine düşman hale geldi.
Tardu'nun ölümünden sonra Batı Göktürkleri, güçlerinin zayıfladığının bir göstergesi olan, yabguluk ve şadlık adları altında Aşena ailesine mensup kişilerce yönetildikten sonra 630 yılında Çin egemenliğine girdi. Bundan sonra On Oklar adını alarak Türgiş boyunun önderliğindeki boylar federasyonu şeklinde yüzyılın sonuna kadar Çin hakimiyetinde kaldılar.
Doğu Göktürk Kağanlığı ise, Şi-pi Kağan'nın 618'de ölümüne kadar benliklerini korudular. Ondan sonra görülen Hie-li / İliğ Kağan Çin'in başkentini kuşattı ise de tutsak alındı; esarette ölmesiyle I. Göktürk Kağanlığı tamamen yıkılmış oldu (630).
Aynı tarihte Çin İmparatoru Tai-tsung kendisini Türklerin Gök Kağanı ilan ediyordu. Hakanlığa bağlı Türk ve yabancı boylar etrafa dağılmaya başladılar, bunlardan bir kısmı ise Çin'e sığındı. 50 yıl süren esaret hayatında Türk budununu toparlama çalışmaları ve Çin'e karşı başkaldırma hareketleri (isyanlar) gözlenir. Bunların en ünlüsü 639'da Gök-Türk prensi "Kür Şad"'ın ihtilal denemesidir.
-1. Göktürk Kağanlığının doğu kanadı yönetimi:
Bumin, Kolo, Mukan, Tapo, İşbara (581- 582 bölünme - 587)
-1. Göktürk Kağanlığının batı kanadı yönetimi:
Uzun ömürlü İstemi Yabgu, Tardu (Tardu zamanında bölünme)
II.Göktürk Kağanlığı (Kutluk Dönemi)
681 yılında Aşena ailesinden Kutluk Kağan, Çin'in kuzeyine yerleşmiş Türk boylarını yeniden toparlamayı başardı. Çin, Kitan ve Dokuz Oğuzlar / Uygurlar ile yapılan savaşlar sonucunda Ötüken ormanında Göktürk Kağanlığı yeniden güçlendi. Kutluk, ili (devleti/ulusu) yeniden derlediği için İlteriş (ili derleyen) adını aldı. 692'de ölen İlteriş'in yerine kardeşi Kapgan/Kapağan (Günümüz Türkçe karşılığı kapan=alan=Fatih) kağan oldu. Devlet kurulduğundan beri kağanlık danışmanı olan Tonyukuk'un da bulunduğu Kitan'a Tatabilere, Basmıllara, Çiklere, Azlara, Bayırkulara, Türgişlere/On Oklara (Batı Göktürk budunu, Kitabelerde sürekli Türgiş Kağanı Türküm, budunum idi ifadeleri bununla ilgilidir), Kırgız ve Dokuz Oğuzlara yapılan seferlerle II. Göktürk Kağanlığı'nın sınırları Okyanus'tan Mâveraünnehir'deki Temir Kapığ (Demirkapı)'ya kadar ulaştı. İpek Yolu'nun büyük bir kısmı denetim altına alınmış oldu.
Kapgan'ın, Bayırkuların kurduğu bir pusuda öldürülmesi üzerine Göktürk Kağanlığı'nın başına oğlu inel (ya da ünal) geçti.Ancak kutlukun oğlu bilge, inelin kağanlığını kabul etmedi.Boy begleri(beyleri) bilgeyi kağan ilan etti.İnel kabul etmese bile öldürüldü.Yeni kağan başa geçince kardeşi Kül Tigin'e ordunun komutanlığını verirken, Tonyukuka vezirlik görevini verdi. Onun dönemi de amcası dönemindeki gibi devletin egemenliğindeki boyların başkaldırılarıyla geçti. Çin'in desteklediği Uygur-Karluk-Basmıl bağlaşmasının Ötüken'e yönelik sürekli saldırıları, İpek Yolu'nun kilit noktası olan Çungarya'nın Çin'in denetimine geçmesi ve batıda On Ok budununu hakimiyetine alan Türgişlerin gün geçtikçe güçlenmesi neticesinde II. Göktürk Kağanlığı çöküşe sürüklendi. Bilge Kağan'ın, danışmanı Tonyukuk'u ve küçük kardeşi Kül Tigin'i kaybetmesinden sonra zehirlenerek öldürülmesi üzerine yerine geçen Tengri Kağan çocuk yaştaydı. Onun kağanlığına karşı gelen Ozmış da ülkeyi toparlayacak güçte değildi. Nihayet Uygurlar 745'te Ötüken'e girerek Göktürk Kağanlığına son verdiler.
İdare Ve Ordu
Yazıyı taşıyan en eski belge Kızıl şehrinde bulunuyor.
Devleti Kağan ünvanlı hükümdar yönetirdi. Kağan'da Bilgelik, Alplık ve Erdemlilik özellikleri aranırdı. İl denilen ülkeyi bilgili, kahraman, özü sözü doğru, erdemli devlet başkanı yönetirdi. Kağan'ın vazifeleri arasında savaş gücüyle devleti kurma ve düzene koyma, yeni alınan yerlere iskân, töre yani kanunları düzenlemek, halkı doyurup giydirmek vardı.Ülke geniş bölge teşkilatı gereğince Doğu ve Batı olmak üzere ikili devlet sistemine göre idâre edilirdi.
Kağanın eşine hatun denirdi.Kağandan sonra gelen en yüksek rütbe Yabguluktur'. Göktürkler, devlet idaresinin en soylu, tecrübeli Türk boylarının elinde kalmasına dikkat etmişlerdir.Önceleri sayısı bir olan Yabgu’ya, devlet genişledikçe ihtiyaç çoğalmış, Batı Türkistan gibi bölgelere de yenileri atanmıştır. Şehzadelere Tigin veya Tegin, Şad; eşlerine de Konçuy adı verilirdi. Tiginler, genel valilik, başkomutanlık gibi önemli memuriyetleri yaparlardı. Boy hükümdarına Kan (Han) denmektedir. Tarkan, Çur, Apa, Tudun,Yıldıy büyük memuriyetlerdendir.
Göktürk ordusu, yükselme döneminde Asya’nın en güçlü askeri kuvvetiydi. Ordunun üçte ikisi süvari, biri de piyadeydi. Akınlarda ve savaşlarda süratli hareket etmek esastı. Gece ve gündüz sıkı yürüyüşle yol alan ve atlarına nöbetle binen Türk süvarisi, hiç ümit edilmedik anda, hiçbir haber alma şansı bırakmadan düşman ordusuna saldırırdı. Savaşta düşman asker miktarı yüzbinleri bulursa, Türk ordusu kırdırılmazdı. Bozkır taktiği ile ilk önce geri çekilinirdi. Merkez üssünden ayrılan düşman, vurkaç ve gerilla savaşı ile yıpratılıp, ani baskınla yok edilirdi.Göktürklerin bayrak ve tuğlarının tepesinde altından yapılmış kurt başlı heykel bulunurdu. Tuğ ile davul da bağımsızlık sembolleriydi.
Göktürklerin başkenti Ötüken’dir. Burası Orhun Irmağı ile Selenge Irmağı'nın Tarim kolu arasında, ormanlar içinde bitki örtüsü ve suyu bol bir şehirdi. Ötüken’den başka Barshan, Çargelen-Çumgal, Çaldıvar, Atbaş, Şirdakbeg, Nanageldi, Fergana, Yassıkugart, Çikircik başlıca Göktürk şehirleridir.
Göktürklerde karar, seçim, insan ve hayvan sayımı için ziyafetli devlet meclisi mahiyetinde Kenğeş Meclisi toplanırlardı.
Tuğ
Doğu Göktürk kağanlarından Şipi Kağan, Suy Hanedanın son ve Tang Hanedanı’nın ilk yıllarından Çin’in iç siyasetine müdahale etmiştir. 617 yılında Çin otoritesine karşı isyan eden Çinli general Liang Şitu’na kendi askerlerini komuta ettirmiş ve Tadu Bilge Kağan unvanı ve kurt başlı tuğ (Çince, pinyin: láng tóu dào)’u armağan vermiştir. Aynı şekilde Liu Vuşu ’a Dayan Kağan unvanı ve kurt başlı tuğu vermiştir.
Sanat Ve Edebiyat
Orta Asya'da yapılan araştırma ve kazılarda Göktürkçe yazılı eserler bulunmuştur. Para, taş ve ağaç üzerine yazılan metinlerden, para ve taşlar üzerine yazılanlar günümüze kadar gelmiştir.İlk Türk abidelerinde yazılara altıncı yüzyılda rastlanmıştır. Bunlar kısa metinlerdir. Elde kalan Bengü Anıtları, Orhun Yazıtları veya 'Türük Bengü Taşları' da denen üç büyük yazıttır. Taşların üzeri oyulmak suretiyle yazılmıştır. Bu yazıtlar; Göktürk Kağan'ı Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adlarına yazılıp, dikilmiştir. Yazıtlar kireç taşına yontularak yazıldığından zaman ve açık havanın tahribatına maruz kalıp, bozulmuştur. Bu yüzden bazı satırları ve birçok kelimeleri okunamaz durumdadır. Kül Tigin kitabesi, içlerinde en az tahribata uğrayanıdır.
Orhun abidelerinin yazıldığı Göktürk alfabesi 38 harflidir.Türklerin milli alfabesi olan bu yazı sisteminde 4 sesli, 9 birleşik, 25 de sessiz harf bulunmaktadır.Kelimeler birbirinden iki noktayla ayrılır. Türklerin İslam dinini kabülünden önce yazılan Orhun abideleri, muhteva olarak Türk tarihi ve kültürü bakımından önemlidir. Abidelerde; Türklerin yabancıların siyasetine alet olduğu zamanlarda bozulduğu, devlet kademelerinde bilgili ve ehil olmayan kadronun iş başına getirildiği zaman idare mekanizmasının iyi çalışmayıp, ahalide hoşnutsuzluk görüldüğü, yabancı kültürünün Türk birliğini zedeleyip, şahsiyetini kaybettirdiği, hitabet sanatına uygun bir anlatımla verilmiştir.Türk milletinin en zor şartlarda bile içinden kuvvetli şahsiyetler çıkıp, ülkeyi kurtarıp, devleti yeniden kurup, güçlendirdiği anlatılan abidelerde, devlet tecrübesi yanında Türklüğün, bağımsızlık fikrine yer verilmiştir.Ayrıca bu, kağanların millete hesap vermesidir.
Bilge Kağan abidesinde bugünkü dille şöyle denmektedir:
Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir. Ey Türk Milleti! Kendine dön.Seni yükseltmiş Bilge Kağanı’na, hür ve müstakil ülkene karşı hata ettin, kötü duruma düşürdün. Milletin adı, sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım.Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiyle bitesiye çalıştım... Bu kağanlık sadece Asya tarihini değil Türk siyasi tarihini ve aydınlatan anıtlar bıraktı, Orhun yazıtları. Göktürkler'in Göktanrı olarak adlandırılan bir inanca sahip oldukları tarih araştırmacıları tarafından dile getirilmektedir. Orhun yazıtları bu görüşü doğrulamaktadır. Müslüman olmadan önce tarihte ilk kez Türk adını devlet adı olarak kullanmış Göktürklerin dini Göktanrı diniydi.
Dil örnekleri klasik eski Türkçe kültürü (Göktürk 6/7/8yy. ile Orhun yazıtları) ve Türkiye Türkçesi kültürü
Göktürklerin Kuruluş Mitolojisi
Çin yazılı kaynaklarına göre (550-557 yılın tarih kronikileri), Göktürklerin kökleri Orta Asya Hunlar'dan gelir. Göktürklerde hükümdar soyunun adı yazılı Çin kaynaklarına ve Türk sözlü geleneğine göre Asen (Asena veya Zena) dir.Bu kaynaklarda Göktürk Kağanlığını kuran Asena veya Zena ailesi kendi tanımlamada dişi bir kurdun soyundan geldiği anlatılmaktadır.
Asena/Aşina/Zena/Aşına ailesinin, yalnız bir erkek çocuk hayatta kalmak üzere, katliama uğramış olduğu söylencesinde Göktürklerin erken tarihinde bir soyun topluca kıyımının toplumsal bilinci etkilediği bilinmemektedir.
Devletin doğu kanadını yöneten İşbara
-İşbara'nın bir sözü:
Size bağlı kalacak, haraç verecek kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem.Dalgalanan saçlarımı sizinkine benzetemem. Halkıma çin giysileri giydiremem. Adetlerimizi, kanunlarımızı değiştiremem. İmkan yoktur.Çünkü bu bakımlardan milletim fevkalade hassastır, adeta çarpan tek bir kalp gibidir.
-Bizans elçisine verilen cevap:
O Romalılar siz değil misiniz ki on dille konuşursunuz ve herkesi aldatırsınız? Siz Romalılar niçin bizim elçilerimizi Kafkaslar üzerinden Bizans'a götürüyorsunuz ve Roma'ya gidilecek başka yol yoktur diyorsunuz? Yani biz, yollar geçilmez, her taraf arızalı, dağlık taşlık zannedelim de Roma İmparatorluğuna hücum etmeyelim mi? Böyle düşüneceğimizi mi sanıyorsunuz? Fakat biz Dinyeper nehrinin nerede bulunduğunu, Tuna'nın nereye aktığını iyi biliriz.
Göktürklerin soyağacı
Göktürk Kağanlığı (Aşina)
Doğu Kanadı (Bumin Kağan)
Batı kanadı (İstemi Yabgu)
(552 - 583) |
Batı Göktürk
(Tardu Kağan)
(583 - 657/739) |
Doğu Göktürk
(İşbara Kağan)
(583 - 630) |
İkinci Göktürk
İlteriş Şad (Kutluk)
(681 - 744) |
Hazar Kağanlığı
(tartışmalı) |
Beş Hanedan
Şatuo (Göktürk)
(907 - 960) |
Kaynak
Ouyang Şiu, Yeni Tang Kitabı, C.215, Zatlar 140-I, Göktürk I
2.Sima Kuang, Tsiçi Tunçien, C. 183
Ayrıca bakınız
*Doğu Göktürk Kağanlığı
*Batı Göktürk Kağanlığı
*İkinci Göktürk Kağanlığı
*Orhun Yazıtları
*Kür Şad / Kürşad